Genel kapsamda insan ticaretinin adımlarına bakıldığında, eylem, eylemin araçları ve eylemin amacı, temel üç unsur olarak görülmektedir.
İnsan ticareti faaliyetlerinin eylem etabında, mağdur bulma/angaje (recruiting), mağdurun transferi veya taşınması (transport/transfer), barındırılması (harbouring) ve teslimi (receipt of persons) adımları bulunmaktadır.
Mağdurun bulunması aşaması potansiyel kurbanların geldiği ülke olan menşe ülke ile derinden bağlantılıdır. Suç örgütleri, insan ticaretine kaynak teşkil edecek ülkeleri tercih etmektedirler. Bu tercih, mağdurların maruz kaldıkları bazı durumlara göre şekillenmektedir. Örnek olarak, toplumsal cinsiyet rollerinin kadın aleyhine toplumdaki ikincil rolü vurguladığı ülkelerde kadınlar için iş imkanlarının az oluşu nedeniyle, bu kadınların insan trafiği faaliyetlerine daha uygun durumda olmaları verilebilir. Ekonomik krizler, doğal afetler, savaş ve iç çatışmaların gerçekleştiği dönemlerde mağdurun bulunması çok daha kolay olmaktadır. Bu anlamda insan tacirlerinin mağdurun bulunması noktasında kullandıkları yöntemlerden yola çıkarak, farklı araştırmacılar farklı sınıflandırmalar vermektedir. Bu sınıflandırmalardan biri, mağdurun zorla angajesi (cebri), tamamen aldatıcı angaje (totally deceptive recruitment) ve kısmi aldatıcı angaje (deceptive recruitment) olarak üçe ayrıldığı sınıflandırmadır.
Zorla angajede mağdurun direk kaçırılması söz konusu iken, mağdurun ve insan tacirinin daha önceden herhangi bir bağı bulunmamaktadır. Zorla angaje veya kaçırılma, mağdur üzerinde kaçırılmanın ardından fiili bir gücün tesis edilmesi, mağduru failin yerinden edebileceği, kapatabileceği, kullanabileceği veya onun üzerinde efendi rolüne sahip olabileceği bir nesne olarak muamele görecek konuma getirmesidir.
Kısmi angaje ise mağdura bir istihdam sağlanacağı, ancak bunun ne olacağı ve hangi şartlarda olacağı yönünde bilgi verilmemektedir. Bazı vakalarda, insan tacirlerinin ilk mağdurun üzerinden, mağdurun çevresine karşı da uzandığı görülmektedir. Yurtdışında var olduğu söylenen bir iş için, kendisi de henüz bilmeden, arkadaşlarını davet etmesi mağdurdan istenebilir. Aynı şekilde ilk mağdur, insan tacirlerinin tehdit ve gözlemi altında orjin ülkesine yollanarak, başka tanıdıklarını veya yeni kişilerle temas kurarak, onları da mağdur haline getirmesi istenebilir. İlk mağdur, kendi özgürlüğünü kazanmak veya gönüllü insan ticareti örgütünün bir halkası haline geldiği içinde bu eyleme girişebilir. Birleşmiş Milletler literatüründe bu tür faaliyetler için “mutlu insan ticareti” tabiri kullanılmaktadır. Bu bağlamda ilk mağdur, tehdit veya şantaj altında orjin ülkesine dönerek yeni mağdur adaylarına karşı, yurtdışında yasal bir işe sahip olduğunu ve bu işin/hayatın/kazancın ne denli iyi olduğunu anlatan “mutlu bir yanılsama” oluşturur. Bu yanılsama nedeniyle yöntem, “mutlu insan ticareti” olarak anılmaktadır. Bu yöntem asıl organizatörlere yönelik riski azaltıp karları artırırken, ilk mağduru önce vekil mağdur toplayıcıya (proxy recruiter), daha sonrasında ise insan tacirine çevirmektedir.
Tamamen aldatıcı angajede ise mağdura, direk istihdam veya maddi kazanç vaat edilerek ve kimi zaman ön ödeme yapılarak gözü boyanıp, gerçek niyetlerin saklanması gündeme gelmektedir. Bu yöntemde ise “sevgili” metodu sıklıkla kullanılmaktadır. Mağdurun hedef ülkede birisi ile bir aşk ilişkisi içine girmesi ile evlilik vaadi ya da gerçekten evlilik yapması sağlanır. Bu yollarla mağdurun hedef ülkeye varması sağlanarak, bundan sonrasında mağdurun çoğunlukla cinsel sömürü amacıyla insan ticareti sürecine dahil edildiği bilinmektedir. Tamamen aldatıcı angaje yönteminin, müzik, moda, eğlence veya tanıtım gibi faaliyet alanlarının ışıltısı kullanılarak, mağdurların aldatılması amaçlanan sosyal faktörler üzerine kurulu tuzak teknikleri de bulunmaktadır. Mağdur, modellik, seyahat veya iş bulma acenteleri, gece kulüplerinde barmen/garson/işletmecilik, eğitim danışmanlığı gibi ön veya küçük ödemeler yapılabilen paravan işler kullanılarak önce kandırılmakta, sonrasında da istismara açık hale getirilmektedir.
Eylemin araçları noktasında, tehdit veya kuvvet kullanımı, borçlandırma, zorlama, kaçırma, dolandırıcılık, aldatma, hassas durumun kötüye kullanılması, savunmasızlık veya mağdurun kontrolörü rolünde olan bir kişiye ödeme veya menfaat sağlanması görülmektedir. Pek çok vakada mağdurun kötü yaşam koşulları altına sokulduğu görülmektedir. Sağlıksız ortamlarda barınma, kötü beslenme, düşük veya sıfır ücret ile çok uzun mesai süresiyle, ağır, tehlikeli ve sağlığa zararlı işler bu koşullara örnek olarak verilebilir. Bu durum istismarın doğasında olduğu kadar, mağdurun üzerinde belirli bir kontrol sağlamak amacı ile de kullanılmaktadır.
Eylemin amacı ise sınıraşan biçimde istismar ve sömürü yoluyla yasadışı gelir ve meta elde etmektir.